28 Temmuz 2013 Pazar

İstanbul'un yeni belediye başkanı kim olur?

İstanbul’un seçimle belirlenen ilk belediye başkanı Haşim İşcan. Hani Taksim'e giderken bol bol atından geçtiğimiz. Sene 1963.

'Büyük' şehir statüsüne geçilmesinin ardından ipi ilk göğüsleyense Bedrettin Dalan. Onu Nurettin Sözen ve Recep Tayyip Erdoğan izliyor. Şehrin uzun tarihinin belediye başkanları tarihi sanıldığı kadar uzun boylu değil.

Kulislerde birer ikişer isimler ortaya atılmaya, müstakbel başkan adayları totosu oynanmaya başlayınca ben de işi bir adım öteye götürüp '2014 İstanbul'u kim kazanır' diye düşündüm ve şu ana kadarki bilgileri rakamlarla harmanladım. İşte ortaya çıkanlar:


SHP adayı Nurettin Sözen 1989'da oyların yüzde 36'sını alarak belediye başkanı olmuş. O dönem SHP ve DSP toplam oyların yüzde 49.5'ini almış. ANAP, DYP ve Refah Partisi oylarının toplamı da 49.07. Sağ partiler de sol partiler de evdeki yüzde ellilerini sandığa yığmışlar.

İstanbul'da Tayyip Erdoğan dönemi


Tarihle
r 1994'ü gösterdiğindeyse İstanbul kendini çetin ceviz bir seçimin içinde buluyor ve Recep Tayyip Erdoğan yüzde 25,5 oranında oyla yedi tepelinin yeni başkanı oluyor. ANAP'sa yüzde 24,5 oyla ikinci.

Bir önceki seçimde yüzde 50 barajına dayanan
SHP ve DSP'nin oyu ciddi bir gerilemeyle yüzde 31,5 oluyor. RP, ANAP ve DYP ise toplam oylarıysa yüzde 62,6 ya kadar yükselmiş.

Refah kapatılınca...


1999 yılında, Refah Partisi'nin kapatılmasının ardından seçimlere Fazilet Partisi
adayı olarak giren Ali Müfit Gürtüna yüzde 26 oyla İstanbul'un yeni başkanı oluyor. Buna karşın ANAP ve DYP oyları da hesaba katıldığında bu üç partinin oylarının yüzde 50,8'e gerilediği görülüyor. Önceki seçimlerde varlık göstermeyen MHP'nin de bu seçimde 7,5'luk bir oy oranı aldığını da denkleme eklemekte fayda var.

Yüzde 21,4'le seçimden ikinci ayrılan DSP'nin oylarına SHP'den sahneyi devralan CHP oylarını eklediğimizde ulaşılan rakamsa yüzde 35,2. AK Parti'nin 2002 iktidarı akabindeki ilk yerel seçimlerde AKP yüzde 41.70 gibi sansasyonel bir oyla alıyor şehrin anahtarını. CHP'nin yüzde 26'da kaldığı 2004 seçimlerinde ANAP, DYP ve Saadet Partisi'nin toplam oy oranı 14,9. MHP'nin yüzde 5 oy aldığı seçimlerde DSP yüzde 1,73 ile adeta dibe vuruyor.

Hafımızda tazeliğini koruyan 2009 seçimlerindeyse Kadir Topbaş'ın karşısına Kılıçdaroğlu-Tekin ikilisi çıkmış yoğun bir kampanya sonunda belli bir başı yakalasalar da yüzde 31.2 ile ancak ikinci olabilmişlerdi. Topbaş yüzde 39.77 ile ikinci kez ipi göğüslemişti.

Bu seçimdeki dikkat çeken iki anekdotsa Numan Kurtulmuş rüzgârlı Saadet Partisi'nin yüzde 5 civarı oyu ve MHP'nin yüzde 16'sıy. CHP dışındaki sol oyları silkelediğimizde karşımıza yüzde 3 gibi bir rakam çıkıyor.

Peki 2014'te ne olur?

Gelelim bugüne. Başbakan 'Gezi' sürecinin en sıcak günlerinde verdiği 'Bir derdiniz varsa sandıkta hesaplaşalım' mesajı vermesiyle bu yerel seçimlerin özellikle İstanbul için çok farklı bir anlamı var.

AKP de CHP de İstanbul'u hiç bu kadar istememişlerdir diye tahmin ediyorum. Çünkü olası bir seçim zaferi bir şehrin alınmasından/korunmasında çok daha farklı anlamlar ifade edecek.

AK Parti'nin adayı kim olacak?

Başbakan "Beni yenebiliyorsanız sandıkta yenin" dediği, 'İstanbul' için her türlü önlemi alacaktır. Kadir Topbaş'ın iki dönemdir aldığı hatırı sayılır oy oranı ve üçüncü dönem istekliliğine rağmen adaylığının garanti olmadığı malum. Alternatif isimlerden Binali Yıldırım'ın rotası İzmir'e çevrilince ön plana çıkan isim Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış. İstanbul'un sürpriz ismiyse Başbakan yardımcısı Ali Babacan.

Aday kim olursa olsun AKP'nin İstanbul'da yüzde 40 düzeyinde bir potansiyelinin olduğunu söyleyebiliriz.

'Karşı cephede durum vaziyet nedir?' diye baktığımızda karşımıza çıkan ilk iki isim Mustafa Sarıgül ve Sırrı Süreyya Önder.


Gezi'nin iki aday lüksü var mı?
Herkes Gezi'ye bir kıyafet biçmeye çalışıyor biz o çaba içinde olmayacağız, ama sandığa giden Gezicileri kabaca Mustafa Kemal'in askerleri ve Mustafa Keser'in askerleri olarak ayırmak çok yanlış olmaz diye düşünüyorum.

CHP İstanbul adayı olması beklenen Mustafa Sarıgül'ün Mustafa Kemal'in askerlerinin 'evet' diyeceği bir isim olduğu, Sırrı Süreyya Önder'in de Mustafa Keser'in askerlerinin favorisi olduğu söylemek de aynı şekilde.

Daha geniş kitlelere ulaşma açısından, "düğün evinin tefçisi ölü evinin yasçısı" Mustafa Sarıgül bir adım önde görünüyor.

Gezi'nin bir numaralı kahramanı Sırrı Süreyya Önder dün İstanbul için bağımsız adaylığı için sinyal verince hesaplar biraz karıştı.

Rakamlara bakılırsa Gezi'den çıkacak iki başkan adayı tek bir şeye işaret ediyor: İstanbul'da üçün dönem AK Parti iktidarı.

Gezi'nin uzlaşmayla imtihanı

Mustafa Kemal'in askerleriyle Mustafa Keser'in askerleri asgari bir müşterekte uzlaşamazlarsa İstanbul'un mazbatası üçüncü dönem de AK Parti'nin elinde kalacak gibi gözüküyor.

Geçmiş dönem verilerine baktığımızda en az 3 adaylı bir yarış AK Parti adayı dışında bir sonucu mümkünsüz kılıyor.

Kendi sahasında ve deplasmanda çok puan kaybeden muhalefet için İstanbul bir fırsat, ama işleri çok da kolay görünmüyor.

Kılıçdaroğlu'nun önce Mustafa Kemal'in askerlerini ikna etmesi sonra rakamlar arası fevkalede iyi olan MHP liderinden yüzde 16'nın en azından bir kısmını borç istemesi gerekiyor. Saadet Partisi'nin yüzde 5'i bile çok kavga çıkarır seçim yaklaştıkça.

Bekleyelim ve görelim, bakalım 2014'te İstanbul'u kim fethedecek?


27 Temmuz 2013 Cumartesi

Kadınlar sokakta nasıl yürümeli?


Kadınlar...

İlk 'a'sını uzatarak hem de 'bayan' dediğimiz, güzel seslenemediğimiz kadınlar. Uğruna dağları deldiğimiz, yaptıkları hoşumuza gitmediğinde bağrını deldiğimiz kadınlar...

2012 yılında tam 159 kadın erkek eliyle katledilmiş. Avrupalı dersin, Fransa dersin. Aynı yıl oradaki rakamsa 148.

Biz onları ne zaman çok sevsek kaldırımlar kırmızıya boyanıyor yani! Boylu boyunca uzanıyorlar sokak ortasına. Konuşamıyor ölü kadınlar.

Dünyada tüm sağlık çalışanlarının yüzde 75'i kadın. Biz onları öldürdükçe bizi hayatta tutmaya direnen hemşireler, doktorlar yani.

Çocuk Esirgeme Kurumu Sosyal Hizmetler, Emniyet Çocuk Büroları ile adli sicil bültenleri verilerine göre, son 20 yılda aile içinde birinci yakınları ve akrabalarının ensest istismarına uğrayan çocuk sayısının 350-400 bin civarında.

Aynı veriler Türkiye'de her 4 saatte bir tecavüz suçu işlendiğini ortaya koyuyor.

Çocuğu istismar eden kişilerin yüzde 80’i çocuğun ebeveyni ya da çocuğu yakından tanıyan kişiler. Türkiye, Google arama motorunda “child porn/çocuk pornosu” kelimeleriyle en çok arama yapılan ülke. 13-19 yaş grubu cinsel görüntü aramasında da dünya birincisi.

Sokaklarımızda, caddelerimizde böyle insanlar dolaşıyor maalesef. Metroda yanımıza oturuyorlar, minibüste ücretlerini uzatıyoruz. Ülkenin kadın dedektörleri, ölüm makineleri, sübyancıları...

Ülke erkekleri olarak sokağa çıkacak yüzümüz kalmayacağına, onların sokaktaki hallerine kafayı takıyoruz.

Kadınların sokaklarda nasıl dolaştığına değil bizim hangi kafayla yollarda dolaştığımıza bakmamız lazım, mutlaka...

Onlar nerede, nasıl yürüyeceklerini bilirler. Biz gölge etmeyelim, taciz etmeyelim, tecavüz etmeyelim yeter.