2 Şubat 2011 Çarşamba

“Japonlar Toyota Gibi Adam mı?

Hepimiz hayatımızın bir döneminde “Abi bu Japonlar çok zeki adam, hayranım bu adamlara!” sözünü duymuşuzdur... Adam yıllarını Kyota’da, Tokya’da geçirmiş ve bu dönemde edindiği deneyimlerini, bizle paylaşıyormuş gibi konuştuğu için de çok da fazla bir şey söyleyememişizdir!

Peki Japonlar gerçekten de sandığımız kadar zeki adamlar mı?

Tamam, Tsubasa falan da bir başlangıç sayılabilir, ama benim Japon müktesebatım lise yıllarına dayanır!

Okulda düzenlenen Japon haftası etkinliklerine mühim Uzak Doğulu konukların yanında her yıl bu kez Barış Manço’nun da katılacağı söylentisi yayılırdı, sonra bir gün Barış Manço’nun artık hiçbir toplanyıya katılamayacağı haberi geldi...

O dönem Japonca bölümünde okuyan arkadaşlara sorsak daha sağlıklı bilgi alırdık aslında, ama nedense o zaman bir Japon merakı uyanmamış bizde...

‘Kara Sevda’yla ‘Domates, Biber, Patlıcan’la tavan yapan ve hâlâ aynı sıcaklıkta devam eden Türk-Japon ilişkilerine darbe vurmak istemem, ama Japonların çok zeki adamlar oldukları bir şehir efsanesinden ibaret zannımca!

Toyota’ı yapan adamla, akşam yemek yediği restoranı kahvaltıda bulamayan adam aynı kişi çünkü... Ve bu bir değil, beş değil, on değil... Hemen hepsi...

Peki bir sihri, formülü yok mu bu işin? Paslanmaz, kir tutmaz, evladiyelik Japon mallarının alemet-i farikası ne ola ki?

Adam Toyata’yı yapabiliyor ve onun dışında aklınıza hemen ne gelirse yapamıyor, evet!
Çünkü adam ömrü boyunca Toyata yapmaktan başka bir şey yapmamış!” İşlerine öyle bağlılar ve saygı duyuyorlar!

Bizdeki işi oluruna bırakma anlayışının zerresine rastlanmıyor... Her şeyden emin olmak istiyorlar; ne, nerede, niçin, ne zaman, nasıl ve kiminle yapılacak! Koordinatları tam olarak almış bir Japonu durdurmanın pek bir yolu yok...

Ama aynı adama “ Watanebe abi biz şirketin yerini değiştirdik, Toyota’yı Mecidiyeköy’de değil de Bakırköy’de yapacağız, bir otobüse atla da geliver abicim, otobüsün numarasını da unuttum, diğer hat çalıyor, öptüm kapatıyorum” derseniz, kuvvetle muhtemel ki ‘Watanebe abi’ gün sonunda çaresizlikten ve utancından Seyrantepe civarında  “Seppuku” yapacaktır...

İçsel zekası oldukça gelişmiş Japonların sosyal zekası yüksek kesimlerde sıfırın altına kadar inebiliyor...

O yüzden Japonları hep teknolojik aletler yaparken hayal etmek ve mümkünse hiçbiriyle karşılaşmamak hayallerinizin yıkılmaması açısından en hayırlısı olacaktır...

Son bir not bu satırların yazılmasına imkân verenToyota reklamına! Tamam biliyoruz kimse bizim babamızı övmek için reklam yapmaz, ama kendi malını övmek de insanın gözüne bu kadar sokularak yapılmaz... Arabalardan pek anlamıyorum, hatta ehliyetim bile yok, yani sizin hedef kitleye pek girmiyorum, ama benim arabadaki ilk aşkım Vosvos’tur, çocukluk deyimimle ‘delik araba!’ Yeteri kadar Türk lirasını ve ehliyeti cebime koyduğumda, aklınızda olsun istedim!


1 yorum:

  1. "İçsel zekası oldukça gelişmiş Japonların sosyal zekası yüksek kesimlerde sıfırın altına kadar inebiliyor..." - Tamamile haklısın :) Teşekkürler. Azerbaycandan sevgilerle...

    YanıtlaSil