30 Ocak 2014 Perşembe

İranlı öğretmen haberine neden ağlıyoruz?


Birkaç gün önce servisten inip eve dönerken gözüme boş bir arsa ilişti. Çocukluk günlerime gittim. Çeneme ilk yumruğu bunun gibi bir arazide yemiştim. Top oynayıp oynamamakta kararsız kaldığımız yan mahalle çocuklarının iriliğini tasvir için kullandığım 'öküz gibi' sözü kendileri tarafından duyulmuş ve çok da hoş karşılanmamıştı.

Boş arsalar bizim çocukluğumuzun ‘doğal teneffüs tesisleriymiş’ şimdi anlıyorum. Alabildiğine yeşil, alabildiğine gökyüzü ve alabildiğine koşuşturma. Tam da insanın hoşuna giden gibi.

Bugün internet sitelerinde yer alan Guardian kaynaklı 'İranlı öğretmen' haberi koşuşturma ve kargaşa arasında sığındığımız bir insanlık limanı oldu. Dış kaynaklı bir kendimizi anlama kılavuzu belki de.

Cüneyt Özdemir Twitter'da 'Gel de ağlama' notuyla paylaşmış linki. Ben de benzer zamanlarda benzer duygularla okudum haberi. Bizim site için hazırlarken de benzer bir başlık kullandım. Peki bizi duygulandıran ne İranlı öğretmen haberinde?
Bizi ağlatan o öğretmenin yaptıkları kadar artık pek de top sürme imkânı vermeyen kendi insanlık arazimiz olabilir mi?

Boş arsalarımız yanında insanlık arazimiz de azalıyor farkında mısınız? Neredeyse biri yol verdiğinde, ‘iyi çalışmalar’ dilediğinde mutlu oluyoruz. İnsanlık ortalamamız ‘günaydın’ civarlarında.

İşlerimizde ya da işsizliğimizde boğuluyoruz. Hayat bugünkü mesai saatleriyle yarınki arasında bir yerlerde.  Çoğu zaman bulmakta zorlanıyoruz. Nezaket, empati, jest vs.. daha geniş zamanların işi.

Ali Muhammediyan bizim artık çok az yaptığımız şeyi; bir başkasını anlamayı başarıyor.

İşte bu yüzden saçları dökülen öğrencisine moral vermek için kendininkileri de kazıdan öğretmen bize ‘fazla iyi’ geliyor.

Benim çeneme yumruk yediğim yerde. Şimdi yüksek katlı bir bina var kuvvetle muhtemel. Ve site sakinlerini yemeklerini çoktan yemiş, biraz televizyon izleyip yatmışlardır. Aman ses yapıp uyandırmayalım.

Boş arsalarımız yanında insanlık arazimiz de azalıyor. Beşeri ilişkilerimiz ‘günaydın’, sosyal sorumluluklarımız retweet seviyesinde.

Okuyucu bu haberde sahiden İranlı öğretmenin yaptığına mı ağlıyor, ne dersiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder