2 Kasım 2010 Salı

PK bilmem kaç Kavaklıdere, Ankara!

Bende ezelden beri bir batı hayranlığı vardır, Garblı ne yaparsa akabinde ben de yapmak isterim!

Mesela; hayatımın final sahnesi, Meg Ryan ve baklava desenli süveteriyle Hugh Grant’in, tüm sorunlarını arkalarında bırakıp, o uzun ışıklı caddede kar altında yürümeye başladıkları sahnedir... (Bu tip filmlerde kar hep yılbaşına birkaç saat kala yağmaya başlar zaten!)

Geçen gün de böyle oldu; Almanlar, Fransızlar "stamp stamp" diye ortalıklarda koşturup, yazdıkları posta kartlarını büyük bir şevkle pullayıp, resepsiyondaki posta kutusuna attıkça, benim de hevesim depreşti..

Bu hevesten hareketle bir "Posta kartı adresliği" gibi bir şey oluşturmaya niyetlendim, isme yazarken karar verdiğim için pek oturmadı! Hem adres dendi mi, benim aklıma bir tek Trt’ninki gelir: Posta kutusu bilmem kaç Kavaklıdere, Ankara. Yani önümüzdeki ilk bayramı “Kurban” seçtiğim bu proje için yardıma ihtiyacım var...

Oturduğunuz, çalıştığınız bir yerlerin adresini bana ulaştırıp, bu projeye katılabilir özel günlerinizde, bayramda seyranda size ulaşacak kartlarla mutluluğunuza mutluluk katabilirsininiz..

Ne adresi ümit, bizi bir borca kefil mi yapacaksın, opsiyonunuz da saklı tabi!

Metal posta kutularınıza ulaşabilmem için bana ulaşmanız gereken elektronik posta adresi
umitbuget@gmail.com 

Garb’ın afakını sarmışsa elektronik postalar... Benim manuel postada lider, Kavalıdere’m var!

1 yorum:

  1. çocukluk yıllarından akılda kalanlardan biri daha.. o da artık epostaya yenik düştü, hatta faksa bile. özür dilerim tdk deyimiyle "belge geçer"...

    YanıtlaSil